Sinir sistemibebek biberon

Bütün bedensel çalışmaları denetleyen sinir sistemi, çocuğun gelişiminde temel nitelikte bir rol oynar. Bebeğin sinir hücreleri doğum sırasında oksijen ya da glikoz yetersizliği nedeniyle yıkıma uğrayabileceği için, plasentanın görev yapamamasından ileri gelen herhangi bir yetersizliği saptamak amacıyla doğum süresince bebek dikkatli bir gözlem altında tutulur. Daha sonra ise, sistemin uygun bir görev yapıp yapmadığı başka testlerle belirlenir. Bu amaçla, sinir sistemi normal görev yapan bir bebekte belli biçimlerde gelişen refleksler (yani doğuştan olan otomatik tepkiler) kontrol edilir.

Sünnet

Kız çocukların sünnet edilmeleri yalnızca Afrika’nın bazı bölgelerine özgü bir uygulama olmakla birlikte, erkek çocuklarda sünnet Müslüman ve Müsevi toplumlarında dinsel bir zorunluktur. Sünnet, penis ucundaki (prepusyumun) sünnet derisinin kesilerek alınması işlemidir. Sünnetin sağlık açısından yararları tartışmaya yer bırakmayacak kadar kesindir ve hatta bazı Hıristiyan Batı toplumlarında bile bu nedenle giderek yaygınlaştığı görülmektedir. Sünnet edilmemiş erkeklerin eşlerinde iltihaplanma ve hatta rahim ağzı kanserinin gelişmesi olasılığı yüksektir. Sünnet, çocuk çok büyümeden önce, her yaşta yapılabilir. Ancak, modern eğilim bu işlemin doğumdan kısa bir süre sonra uygulanması yönündedir. Sünnetin mutlaka temiz ve mikropsuz koşullar altında yapılması gereklidir.

 

Emzirme

Bebeğin gereksinimlerini en iyi karşılayabilecek süt, tuz miktarı düşük, kolay sindirilebilen proteince zengin ve şeker/yağ karışımı uygun oranlarda olan anne sütüdür. Anne sütünün bebekte kusmaya ve kabızlığa yol açma olasılığı daha azdır. Hazırlama ve bulma sorunu da yoktur. Bazen bebeğin meme emmeye alışması anne için sorun yaratır: Bebek iyi ememez ya da annenin göğüs uçları acır. Seyrek olarak da göğüslerde iltihaplanma görülür. Bazı anneler, sütlerinin yeterli olmadığını kabul etmezler. Bu durumda, bebek yetersiz besleneceğinden, karara varmak için en iyi yol onun karnı tok ve keyifli olup olmadığını ve kilo artışlarını gözlemektir. Emzirmede, bebeğin aşırı beslenmesi hemen hemen olanaksızdır. Enfeksiyöz hastalıklara yakalanma yatkınlığı azalır ve yakalandığı zaman da daha dayanıklı olur. Ancak, bu yöntemde bebeği yalnızca annesi besleyebileceğinden, bebeğe daha çok zamanını ayırması gerekir.
Biberonla besleme

Başka sütler anne sütüne ancak benzer niteliktedir. Tuz miktarları çok fazla ve sindirilebilir protein oranları daha az olabilir. Bebekte kusmaya, kabızlığa ya da bünyesinin alışamadığı karışımlar kullanıldığında ishale yol açabilir. Mamanın hazırlanması, şişenin ısıtılması ve kullanılan gereçlerin yıkanarak mikroptan arıtılması gibi güçlükler de vardır. Beslenmenin başlatılması genellikle daha kolaydır, ama biberonun ucundaki emziğin sertliği, deliğin durumu ve bebeğin hava yutması gibi sorunlar söz konusu olabilir. Aşırı besleme olasılığı daha yüksek olduğundan, bebek gereğinden fazla şişmanlayabilir. Temizlik önlemleri titizce uygulansa bile, iltihaplanma ve hastalıklara sık rastlanmaktadır. Aslında nedeni bilinmeyen “beşikte ölüm” vakaları da biberonla beslenen bebeklerde daha çok görülmektedir. Bu yöntemin bir yararı özellikle bakılacak başka çocuklar olduğu zaman, bebeği annesinden başka kimselerin de besleyebilmesidir.Emzirme süt bezlerini uyarır ve böylece siii üretimi bebeğin beslenme gereksinimine uyacak biçimde artar. Anne hastaneden çı kıp eve döndüğü zaman süt üretimi geçici olarak azalır, ama emzirmenin sıklaşması sü| bezlerini uyarınca miktar yine artar.