Saç protezi

Protez ameliyat gerektirmez. Bu nedenle tercih edilir. Bu yöntemle, tek seansta gayet güzel saçlara sahip olmak mümkündür. Saç protezi, peruka değildir; âdeta doğal saç gibidir. Ne görünüm ne de kullanım açısından insanın kendi saçından farkı yoktur. Protezle banyo yapılır, saçlar taranır, denize bile girilir.
Protez uygulaması Her şeyden önce uygulamanın yapılacağı bölge incelemeden geçer.Saçların dökülme ihtimali olan diğer bölgeler de gözden geçirilir. Ardından kafanın kalıbı çıkarılır ve saçtan numune alınır. Bunlar yurtdışına, protezin hazırlanacağı merkezlere gönderilir. Hava ve suyu geçiren, gözenekleri olan, sunî bir deri hazırlanır. Saç bankalarından uygun saçlar temin edilir ve hazırlanan bu deriye, saçların çıkış yönüne göre birer birer ekilir. Hazırlanan protez, özel odalarda ve ortalama iki saat süren bir işlemle kafa derisine yerleştirilir. Protezin sabitlenmesi için özel bir yapışkan veya mikro tüpler kullanılır. Mutlu sona ulaşıldığı zaman da, kişinin istediği modele göre saç kesimi yapılır ve saçlar şekillendirilir. Protez hava ve suyu geçirdiği için yani bir bakıma soluk aldığı için, altında kalan saçlar ve kafa derisi canlılığını kaybetmez.

Kafa derisini azaltmak

Saç ekimi istendiği halde, yeterli doğal saç olmadığı durumlarda, kafa derisi azaltılabilir. Bu uygulama ilk defa 1977 yılında yapılmıştır. Bunun için birkaç ameliyat gerekebilir.

Saç matriks kültür dokusu

Matriks hücrelerini sunî yoldan üretmek için bilimsel araştırmalar devam etmektedir. Bu uygulama fareler üzerinde denenmiş ancak henüz insanlarda denenmemiştir. Basit olarak anlatılacak olursa, yapılmaya çalışılan şey, sağlıklı saç foliküllerini laboratuvar koşullarında üretip sonra kafa derisine tohum gibi ekmektir.

Gen terapisi

Çok yakın bir gelecekte, gen terapisiyle beyaz saçları yeniden renklendirmek ve saç foliküllerini canlandırmak mümkün olabilir.
San Diego’da bir laboratuvarda, kanser hücreleri incelenirken, bir tesadüf eseri olarak, saç hücrelerinin nasıl doğduğu keşfedilmiştir. Bu keşfi takip eden birçok deney sonucunda, cilt ve saç hücreleri yeniden imal edilmiştir. Daha ileri gidilip, saç foliküllerine saç hücreleri tanıtılmış ve cilt hücrelerinden saç folikülleri yaratılmıştır.Bilimadamları, bu şekilde üretilen saçlara kendi rengini verecek doğal pigmentler taşınması sorununu da çözmüş bulunuyorlar. Böylece çok yakın bir zamanda, saçlara istenilen rengin verilebileceği, yani bir bakıma “gen terapisiyle kalıcı saç boyama” ihtimali de gerçek olacağa benzemektedir.

Şampuanlar

Şampuanlar ve bir dokunuşta ışıldayan, uçuşan o inanılmaz saçlar! Saçların dalgalanmasıyla değişen imajlar ve kaderin cilveleri… Sihirli değnekse şampuanlar! Sanki, televizyon reklamlarının çoğunluğu şampuanlardan söz ediyorlar. Bebek bezi ve cep telefonu hatlarına da haksızlık etmesek iyi olur, ama şampuan reklamları görmezden gelinecek gibi değil…

Şampuan

Amaç sadece teınizlikse

Şampuanların vazifesi aslında saçları temizlemektir. Saçlar ve kafa derisi, sebum, ter artıkları gibi doğal sebepler ve dışarıdan gelen tozlar, kurum, buharlar, gazlar gibi çevresel nedenlerle kirlenir, yağlanır veya çirkin kokmaya başlar. Şampuanlar da bu birikimleri temizler.

Saçı gayet güzel temizleyip, kirden arındıracak sade bir şampuanı imal etmek gayet kolaydır. Ne var ki saçtaki tüm sebum yani yağ temizlendiğinde, saçlar matlaşır, kırılganlaşır, elektriklenir ve şekil almaz olur. Zaten insanlar da sadece temizleyen bir şampuanla ilgilenmezler. Esas olarak, saçı güzelleştiren o büyülü kozmetik ürünü ararlar! Hatta bir dokunuşta tüm imajlarını ve yaşamlarını değiştirecek, o baş döndüren saçlara kavuşmayı ümit ederler… Şampuanlara yüklenen tüm bu beklentiler, piyasaya sürülen şampuan çeşitlerini gittikçe artırmaktadır. Her marka, kendi kendisiyle rekabet edercesine, sık sık yeni ürünler çıkarmaktadır.