Botoksun temel etki mekanizması

Mimik yaparken yüz kasları kasılır. Belirli kasların yaşam boyunca kasılması yüzde deformasyonlara neden olur. Bu konuyu biraz daha tıp diliyle açıklayacak olursak, devamlı olarak kasılan kaslar, cilt yapısında bazı dejenerasyonlara ve fibroblastların biosentetik bozulmasına yol açar. Deriye esneklik veren kollajen ve elastin lifleri esnekliklerini yitirir. Bütün bu değişimler, kırışıklıklar, kaşların ve gözkapaklarının düşmesi, yanakların sarkması gibi birçok şekil bozukluğuyla sonuçlanır.

Botoks adıyla satılan botulismus toksini, enjekte edildiği bölgede, sinirlerle kasların iletişimini sağlayan asetikolinin salgılanmasını engeller. Sinirlerle kaslar arasındaki iletişim kaybolur ve kaslar 3-6 ay arasında bir süreyle felç olur.

Botulismus toksiniyle mimik kasları üzerinde yaratılan geçici felç, iki şekilde etkili olur; Düzeltici etki : Varolan kırışıklıkları azaltır.

Önleyici etki : Kas kasılmalarını kontrol edip, mimikleri yeniden biçimlendirerek olası kırışıklıkları önler.

Botoksla tedavi edilen tıbbî sorunlar

Botoks, bölümün başında da bahsedilmiş olduğu gibi, kozmetiğe dönüşmeden önce tıbbî tedavi için kullanılmaktaydı. Aşağıda kısaca listesi verilen sorunların giderilmesinde, botoks kullanımı tıp otoriteleri tarafından onaylanmıştır:

■ Felç sonrasında oluşan kas bozukluklarının düzeltilmesinde

■ Felce veya yapısal nedenlere bağlı olarak bozulan yüz simetrisinin onarımında

■ Şaşılığın giderilmesinde

■ Avuç içi ve koltukaltındaki aşırı terlemelerde

■ Migren tedavisinde

■ Sırt ağrılarında

Bazı insanlarda aşırı derecede aktif olan sinirler, ter bezlerine devamlı uyarı göndererek, normalin üzerinde terlemeye yol açarlar. Bu durum diyabet hastalarıyla hipertiroidi hastalarında tipiktir. Botoks ter bezlerinde bulunan asetikolini bloke eder ve terlemeyi azaltır. Bu etkisi nedeniyle, avuç içlerinde, koltukaltlarında, topuklarda, alında ve genital bölgelerdeki aşırı terleme sorununun tedavisi için kullanılır.

Botoks migren ağrılarım geçiriyor

Botoks bir türlü baş edilemeyen migren ağrılarını ve gerginliği iyileştirmektedir. Botoksun migren tedavisinde etkin olduğu artık kanıtlanmıştır. Sebebi kesinlik kazanmamış olmasına rağmen kaslarda oluşan gevşeme, migrene iyi gelmektedir. Bu konuda bir başka teori de botoksun yüzdeki ağrı geçişini bloke etmesidir. Kendi klinik deneyimlerimizde, hastalarımızda bu ağrıların kaybolduğunu saptıyoruz. Bazı hastalarımız, sadece bu nedenle botoks yaptırdıklarını söylemektedirler.
botoks mekanizması

Botoks toksininin mucizevî bir kozmetik haline gelişi

Ölümcül zehir “nörotoksin milenyum”un tarihçesi

Yıl 1895 : Prof. Emile Piere van Ermengem, “bacillus botulinus” bakterisini 1985 yılında tanımlamıştır. Bu madde günümüzde “botulinum toksin type A” olarak bilinen maddenin atasıydı. Çok geçmeden, Allergon firması tarafından üretilmeye başlandı.

Yıl 1946 : Dr. Edvvard Schantz, botulinum toksinini saflaştırarak kristalize etmeyi

başardı. Bu daha sonra kozmetik dünyasını sarsacak maddenin ilk haliydi.

Yıl 1970 : Scott Oculinum bu toksini insanlar üzerinde denemeye başladı.

Ve 1987 : Dr. Jean Carruthers ile eşi, kendi sekreterleri olan Cathy Svvann’ın alnındaki kırışıklıkları yok etmek için, botulinum toksin enjeksiyonu uyguladılar.

1990 yılında : Botulinumun kırışıklık tedavisindeki başarısı plastik cerrahlar

ve dermatologlar arasında tartışılmaya başlandı.

1991 : Kaliforniya’da bulunan bir ilaç şirketi, “allergan oculinum” isimli maddeyi

geliştirerek üretmeye başladı ve adını “botoks” koydu.

1998’de : Botoks, “Oprah VVinfrey Show”da uygulandı ve ünlü Vogue dergisine konu oldu.

İnsanlar botoks yaptırmak için sıraya girmeye başladılar!

2001 ‘de : Botoks artık yayılmaya başlamıştır. O kadar ki uygulayan doktorlar

hastaların talebine yetişmekte zorlanmaktadırlar. Botoks öyle bir olay olmuştur ki, bir ara eski ayinlere benzeyen büyük botoks partileri yapılmaktaydı.

2002
FDA botoksun kozmetik alanda kullanımını nihayet onaylar.