► Kabul odası. Gebe kadın burada, doğum sırasında kendisiyle ilgilenecek olan ebeyi bulur. Ebe, kadının kayıtlarını kontrol ettikten sonra doğum olayının başlamak üzere olduğunu doğrulamak için onu muayene eder. Çoğunlukla belirli bir alanı tıraş eder ve bağırsakların boşalması için bir fitil ya da lavman uygular. Tuvalet kabul odasının yakınındadır.
< Doğum odası. Bebek bu resimdeki odaya benzer bir odada dünyaya gelir, ama gebe kadın ilk doğum sancılarını başka bir odada, daha rahat bir yatakta da geçirebilir. Yastıklar eğimli konarak kadının doğumda kısmen oturur bir durumda olması sağlanır. Gerekli olabilecek bayıltıcı gaz ve oksijen de yatağın hemen yanındadır.
► Doğum-sonrası koğuşu. Doğumdan sonra, yeni anne böyle daha büyük bir koğuşta başka annelerin dostluk ve desteğinden yararlanabilir. Birçok kadında dikişler ya da hemoroid (basur) durumu gibi rahatsızlıklar olduğundan, yastık rahat oturabilmesi için önemli bir gereçtir. İlk doğumda, hastanede kalma süresi sekiz gündür. Bununla birlikte, bazen yalnızca 48 saat bile yeterli olabilir.
İlk bebekler
Üç aşamada gerçekleşen doğum, ortalama 12-15 saat sürer. Yine de, bu süre bir kadından diğerine değişebilir. Yardımsız yapılan bir doğumun süresi 24 saati aşabilir.
Birinci aşama son bir iki saat dışında bütün doğum sürecini kapsar. Bu aşama genellikle giderek sıklaşan, süresi uzayan ve şiddetlenen kasılmalarla başlar. Kasılmalar yaklaşık 2,5 saat süreyle ortalama on dakikada bir ya da daha sık olmaya başlayınca, gebe kadın hastaneye gelir. Bebeği saran sıvı birdenbire ya da damla damla akmaya başlayacak olursa, kanama hemen doktora bildirilmelidir. Doğum, ender olarak, beklenen tarihten haftalarca önce de başlayabilir.
Kasılmalar, karnın aşağı bölümünde ya da belde hissedilen, sıkıştırıcı sancılardır. Bunlar, âdet sancılarına benzer. Şiddetlendikçe daha çok acı verir. Bazı şanslı kadınlar çok az sancı çekerler. Sancı çoğunlukla değişken ve birçok kadında çok şiddetlidir. Doğum için yapılan birtakım hazırlık işlemleri acının daha dayanılabilir olmasında yarar sağlayabilir, ama yine de birçok kadına ağrı giderici ilaçların verilmesi gerekmektedir. Sancı, bebeğin başının üzerine rastlayan serviksin (rahim ağzının) yavaş yavaş açılmasından ileri gelir. Bu arada bebeğin başı pelvisten geçerek aşağıya doğru ilerler. Doktor ya da ebe kadının karnına dokunarak bebeğin başını, ya da vajene iki parmağını sokarak serviksi yoklamak yoluyla bu ilerleyişi kontrol eder.
İlk aşamanın sonunda genellikle zarlar kendiliğinden yırtılır, ama bugün sıvının müdahale yoluyla akıtılması yaygın bir uygulamadır. Bu müdahale, kasılmalara yararlı olduğu gibi, doktorun, bebeğin durumunu yakından gözlemesini de sağlar. Sıvıda yeşil mekonyum maddesinin bulunup bulunmadığı araştırılır. Mekonyum bulunması bebeğin oksijen yetersizliği çektiğine işaret edebilir. Bebeğin kafa derisinden kan örneği alınır ve kafa derisine tutturulan bir pens aracılığıyla kalp atışları kaydedilebilir.
Aynı zamanda anneye gerekli bakım gösterilir, cesaret verilir, gerekli ağrı giderici önlemler uygulanır ve nabzı, tansiyonu ve idrarı kontrol edilir. Doğum sırasında besinler ve içecekler sindirilemediğinden, genellikle anneye damar yoluyla bir glikoz çözel-lisi verilir.