Yakıt Besinler: Kalorilerin yükselmesini sağ­layan temel gıdalardır. Bunlar doymuş yağlar (tereyağ, içyağı), tekli doymamış yağlar (yer fıstığı ve zeytinyağı), doymuş yağlar (mısır, ay çiçek yağları), nişasta ve tahıl ürünleri, kuru sebzeler ve patates olarak sıralanabilir. Alış­kanlıklar gözönünde tutularak yapıcı besinler bir denge ile tüketilmelidir. Düşük kalorili re­jim programlarında da alınabilecek besinler arasındadır.

 

Alet Besinler: Kalori ve protein bakımında zengin olmayan ama vücudumuza gerekli vi­tamin, mineral ve lifleri sağlayan besinlerdir. Bunlar da sofralarımızdan eksik olmayan seb­ze ve meyvalardır. Özellikle C vitamini bakı­mından zengin bu tür besinlerin çiğ olarak tüketilmeleri vitamin kaybına uğramaması açısından önemlidir. Dengeli beslenmenin temel taşı olan bu gıdalar içerikleri bakımın­dan farklılık gösterdiği için mümkün olduğu kadar çeşitli olarak tüketilmelidir.

 

İçecekler: Hayat kaynağı su… Önemli kimi zaman yadsınabilir, fakat vücud ihtiyaçları­nın en başında gelen ‘su’ yu unutmamak gerekiyor. İçilen çay, kahve, meyva suyu, ay­ran, soda hiçbir zaman suyun yerini tuta­maz. Rejim programlarının vazgeçilmezleri arasında olan günde en az 8 bardak su tüke­tilmeli gerekliliğinin nereden geldiğini hiç düşündünüz mü? Neden bu kadar su veya fazlası.. Gelin suyun yararları hakkında kü­çük bir gezintiye çıkalım.

 

beslenme
beslenme

Mucizevi Yaşam Kaynağı: Su

Su, gerek vücud dengesi, gerekse kilo kaybet­mek için ideal içecektir. İnandırıcı gelmese de su özellikle kilo vermek ve bir daha almamak için ideal bir alternatiftir. Su iştahı bastırırken vücutta depolanan yağ­ların yakılmasına yardımcı olur. Yapılan araş­tırmalar su tüketiminin az olduğu kişilerde, yağ oranlarının yükseldiğini saptamıştır, sebe­bi ise oldukça nettir. Böbreklerler yeterli su olmayınca iyi çalışamaz ve bu yükün bir bölümü karaciğere kalır. Böyle olunca karaciğer esas görevi olan depolanmış yağları enerjiye çevirmenin yanında bir de böbreğin işini yapmak zorunda kalır. ‘Bir koltukta iki karpuz’ taşıyamayan karaciğer esas görevini aksatır. Depolanan yağlar vücutta kalır ve kilo olarak bedene yerleşir.

Vücudunun devamlı su topladığını düşünen kişiler için de su en iyi çözümdür. Beden az su alınca, az miktarda alınan suyun her dam­lası vücutta hücre dışı dokularda birikir. Bunun sonucunda el ve ayaklarda şişme olur. Alınan ilaçlar ancak geçici bir çaredir. Zira fazla su atılırken vücudun temel besin mad­deleri de yok olur. Bunun için yine tek çözüm bol su içmektir.

Şişman kişilerin zayıflara göre daha çok suya ihtiyaçları vardır. Metobolik yükleri daha fazla olduğundan daha fazla suya ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda spor yapan, sıcak ve kuru havalara maruz kalan kişilerinde su ihtiyaçları artar.

Kilo vermek için su en önemli unsurdur. Normal olarak en az 8 bardak su içilmeli, kilo I arttıkça bardak sayısı da artırılmalıdır.

 

Not: Öğün atlamayı sorun haline getir­meyin. Ama bunu asla alışkanlık haline de getirmeyin. Herkes kimi zaman öğün atlamak zorunda ka­labilir. Hafta en fazla 5 kez öğün atlamanın beslenme düzeninde fazla zararı olmaz. Ancak öğün at­lamak, kilonuzu korumanızı zorlaş­tırdığını unutmayın.