
Zamanında doğmuş ve sağlıklı bir yenidoğan bebeğin odasının ısısının 20-22°C olması yeterlidir. Oda ısısının ve daha genel anlamda çevre ısısının ayarlanması, zamanından erken doğmuş olan prematüre ve doğum ağırlığı düşük bebeklerde daha fazla dikkat edilmesini gerektirir. Çünkü bu bebeklerde derinin daha ince oluşu ve aynı zamanda cild altındaki yağ dokusunun yeterince gelişmemiş olması sebebiyle ısı kaybı daha fazladır. Bu bebeklerin merkezi sinir sistemlerinin de gelişiminin tamamlanmamış olması ısı değişikliklerine karşı korunma mekanizmalarını geliştirememelerine ve sonuçta çevredeki ısı değişimlerine uyum sağlayamamalarma yol açar.
Yenidoğan bebek annesinin yakınında, herhangi bir nedenle ağladığında ve sık sık kontrol edilebilecek bir ayrı yatakta yatırılmalıdır. Bebeğin yatırıldığı yatak bebek yüzükoyun yatırıldığında yüzünün gömülemeyeceği kadar sert ve bebeğin yeterince sertleşmemiş bel kemiğinde eğrilikler oluşturmaması için düz bir zemin oluşturacak tarzda hazırlanmalıdır. Böyle bir yatağa yüzükoyun yatırılan bir yenidoğan başını rahatlıkla sağa sola çevirebilir ve boğulma tehlikesi ile karşılaşmaz. Aksine sırtüstü yatırılan bir bebek herhangi bir nedenle kustuğunda çıkardıkları kolayca soluk borusuna kaçacağı için nefessiz kalarak hayatını kaybedebilir. Ayrıca sürekli olarak sırtüstü yatırılan bebeklerde bir de kemik gelişimi iyi değilse kafasının arkasında düzleşme ortaya çıkar. Bebek zaman zaman yan olarak da yatırılabilir, bu durumda da boğulma tehlikesi sözkonu- su değildir.
Bebeğin yatağının zeminine bir muşamba döşenmesi, bebeğin altı bağlı olsa bile sızacak idrar ile ıslanabilecek yatağın çabucak kirlenmesini önleyecektir.
Yenidoğan bebek bir aylık olmasından itibaren başlangıçta 5-10 dakika süreyle ve giderek bir saate kadar ulaşacak kadar daha fazla tutularak güneşlenmesi sağlanır. Havanın serin olduğu günlerde bebek öğle saatlerinde, hava nisbeten daha sıcakken dışarı çıkarılmalıdır Ancak hava sıcaklığı 20°C’ın altında ise bebeğin dışarı çıkartılması esnasında üşümemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bebek ortam uygun olduğu takdirde 2-3 saate kadar açık havada tutulabilir, bu süre iki bölüm halinde de kullanılabilir. Evde güneşli bir günde bile olsa açık olmayan bir pencerenin ardından çocuğun güneşlendirilmesi mümkün değildir. Cilde direkt ulaşmayan güneş ışınlarının beklenen olumlu etkisi çocukta görülmez. Bebeğin cildine ulaşan güneş ışınları çocuğun D vitamini yapmasını temin edecek etkiyi yapar ve yeterli D vitamini yapabilen bebeğin kemik gelişiminin normale ulaşmasını sağlar. Kış aylarında doğan ve yeteri kadar güneş ışığı alamayan bebeklerde kemik gelişimini sağlayacak D vitamini bebek tarafından üretilemeyeceği için dışarıdan D vitamini verilmesi uygun olacaktır.
Üç aylık olan bir bebek toplam bir saatlik bir süreyi uygun şartlarda açık havada geçirebilir. 6 aylık olan bir bebekte ise bu süre iki saate kadar çıkarılabilir. Bu şekilde açık havadan ve güneşten yararlanması sağlanan çocukların gelişimi olumlu yönde etkilenecektir. Çocuğun güneşlenmesine 2 yaşma kadar ailenin dikkat etmesi gerekir. 2 yaşından büyük çocuk zaten kendiliğinden güneşe ve açık havaya çıkma arzusu içinde olacaktır.