Yeni doğan bir bebeğin, çaresiz ve korunmasız görünmekle birlikte, dokuz aydır yaşamakta olduğunu unutmamak gerekir. Bu süre içinde bebeğin kalbi, dolaşım ve sinir sistemiyle birlikte bütün refleksleri işlevlerini yeterince yerine getirecek kadar çalışmıştır. Oysa, doğumdan sonra bebek artık plasenta ve göbek kordonunun yardımından yoksun kaldığı için, ayrı bir varlık olarak bu işlevleri yerine getirmek zorundadır. Vücuduna solunum yoluyla oksijen sağlamak için akciğerlerini ilk olarak kullanacaktır. Solunum, biraz yardım gerektirmekle birlikte, genellikle çabuk başlar ve ilk birkaç saat gözlem altında tutulduktan sonra, erken doğan bebekler dışında, herhangi bir soruna
yol açması enderdir. Bebek ayrıca ağız yoluyla besin almaya da alışmak zorundadır. Yeterli bir beslenme düzeni yerleşinceye kadar haftalar geçebilir.
Bebeğe uygulanan testler
Bebeklerde herhangi bir gelişim bozukluğu bulunup bulunmadığı düzenli olarak kontrol edilir. Bu gibi bozukluklar sık görülmemekle, birlikte, çok önemli olabilir. Yeterince erken belirlenen bozuklukların hemen hepsi giderilebilmektedir. Geciken bir teşhis ise, acı sonuçlara yol açabilir. Buna iyi bir örnek, kalça eklemindeki çıkıktır. Eğer doğumdan hemen sonra ya da ilk birkaç hafta içinde be-lirlenebilirse, bu durum birtakım basit önlemlerle düzeltilerek bebeğin normal bir gelişim göstermesi ve yürüyüp koşması sağlanabilir. Oysa, geç teşhis çok kere bacakta kalıcı nitelikte bir kısalmaya, yaşam boyu aksaklığa ve kusurlu kalça ekleminde erken gelişen bir aşınmaya yol açar.
İlk haftalarda yapılan testlerden sonra, bebeklerin yaşlarına göre normal gelişip gelişmediklerini saptamak için daha seyrek aralarla bazı kontrollar yapılır. Normal kişilerin arasında çok büyük değişiklikler vardır ve bu değişiklikler doğumda bile belirgindir.