Anne vücudu, taşıdığı yeni canlıya göre bir uyum gösterirken, bebeğin vücudu da hayati değişimler geçirmektedir. Bebeğin anne rahminde dokuz ay kalmasına karşın, insan biçimini alması yalnızca üç ay sürer. Gebeli­ğin geri kalan süresi ise, bebeğin bedensel işlevlerinin, dünyaya geldiği zaman ayrı bir varlık olarak yaşayabileceği bir olgunluğa erişmesi için büyüme ve gelişmeyle geçer.

İlk birkaç ay

Embriyon gerçek bir bebeğe benzemeye ikinci ayda başlar. İskeleti, bu ilkel evrede, yumuşak kıkırdak dokusundandır ve cüsse- sinin yarısından fazlasını kafası oluşturur. Burnu ve ağzı bellidir, ama yüzünde en geniş alanı alnı kaplar. Gittikçe gelişen göz kapak­ları kocaman gözlerini örter. Bebeğin gözle­ri altıncı aya kadar açılmaz.

Bütün bunlar olurken, bebeğin bacaklan büyüklük ve biçim bakımından hızla değiş­mektedir. Döllenmeden dört hafta kadar sonra, embriyonun yanlarında tomurcuğu andıran oluşumlar belirir. Kollar genellikle bacaklardan birkaç gün daha ileri bir gelişim gösterir. Birkaç gün içinde bu oluşumlar kol ve bacak uzantılarına ve ilerde el olacak yumrulara dönüşür. Bebek kımıldanmak için birkaç güçsüz çabada bulunmaya başla­mıştır bile. Yedinci haftada parmakların, se­

kizinci haftada da kol ve bacakların oluşumu tamamlanır.

Üçüncü ayda fetüs hareketlenmeye baş­lar; ellerini yumruk yapabilir, bileklerini bü­kebilir, bacaklarıyla tekme atabilir ve ayak parmaklarını kıvırıp açabilir. İskeleti oluştu­ran kıkırdağın yerini kemik almıştır; burnu, el ve ayak parmakları da daha belirginleş­miştir.

Bu aşamada kız ve erkek çocuk arasındaki kesin ayrımlar belirir. Kızlardaki vulvalar, erkeklerdeki penis ile skrotum hemen he­men eş olan doku kıvrımlarından gelişir. Bu organları oluşturan hormonlar, erkek ço­cuktaki testislerin ürettiği erkeklik hormonu (testosteron) ve kız çocuğun minicik yumur­talıklarından gelen dişilik hormorfudur (öst- rojen).

gebelikte karın büyümesi

Daha yakın bir gözlem

Dördüncü aydan başlayarak bebeğin yüz çiz­gileri daha da olgunlaşır. Saçı, kaşları ve kir­pikleri çıkar. Altıncı ayda ise vücudunu, ka­fasını ve yüzünün büyük bir bölümünü ince­cik bir ayva tüyü tabakası (lanugo tüyü) kaplar. Diş etlerinin içinde, gelişmekte olan süt dişlerinin altında, ilerideki kalıcı dişleri­nin tomurcukları oluşur. Minicik dilinin üze­rinde tat tomurcukları gelişmeye başlar. 7.ci ayda, yeni oluşmuş derisini, çevresindeki sıvıdan koruyan, beyaz bir madde örter (verniks kazeoza). Bu ayın sonuna doğru la- nugo tüyleri dökülür, ama kafasındaki saçlar büyümeyi sürdürür. Fetüs sekizinci ayı ener­ji dolu bir güç gösterisiyle geçirdikten sonra, dokuzuncu ayda biraz daha sakinleşebilir; büyüdükçe bütün rahmi kapladığından, ha­reketleri kısıtlanır. Rahatça gerinebilmek için artık doğumu beklemek zorundadır.

 Ana rahminde güven içinde olan bebek hızla gelişir. Kendisini saran sıvı içinde yüzen bebek, böylece dış zararlardan korunur. Sıvıda bir ağırlığı olmadığından, tıpkı bir kurbağa yavrusu gibi takla atar, yuvarlanır ve yüzer. Düzenli olarak kollarını ve bacaklarını çalıştırır ve kaslarını gittikçe geliştirir.